sonraki
önceki
öğeler

Article

2050 Avrupa'sını şekillendirme: daha sağlıklı, daha temiz ve daha dirençli

Dili değiştir
Article Yayınlandı 11.05.2021 Son değiştirilme 23.06.2021
5 min read
Photo: © Alessandra Pitarresi, REDISCOVER Nature /EEA
COVID-19 ve etkileri ile yaşamaya başlayalı bir yıl olan Avrupa, Avrupa Yeşil Anlaşması'nda belirtilen iddialı hedeflerine yönelik politika paketleri çıkarmaya devam etmektedir. Avrupa'nın hedeflerine doğru rotada kalması ve 2050 Avrupası'nın dayanışma üzerine kurulu ve hepimiz için sağlıklı bir ortam sağlayan dirençli bir toplum olmasını sağlaması önemlidir.

Avrupa ve dünyada birçok ülkede koronavirüsün yayılmasını yavaşlatmak için kısıtlamalar uygulamaya konduğundan bu yana tam bir yıl geçmiştir. COVID-19 büyük bir sosyal ve ekonomik maliyete neden olmuştur. Şimdiye kadar dünya üzerinde 120 milyondan fazla insana hastalık bulaşmış ve 2,6 milyondan fazla insan hayatını kaybederken yaşlılar gibi bazı savunmasız gruplar diğerlerinden daha fazla etkilenmiştir. Salgın aynı zamanda turizm, kültürel faaliyetler, restoran sanayisi gibi birçok ekonomik sektörü ve bu sektörlere bağımlı olanların geçimini de etkilemiştir. Sosyal etkileşimlerimizden nasıl ve nerede çalıştığımız veya derslere girdiğimiz gibi günlük rutinlerimize kadar hayatımızın birçok yönü değişmiştir.  

Bir yıl sonra, bir sağlık krizi, bir ekonomik kriz ve korona yorgunu bir toplumla karşı karşıyayız. Avrupa Birliği ve Üye Devletler, destek girişimleri yoluyla bu olumsuz etkilerden bazılarını hafifletmek için önlemler almıştır. Avrupa, vatandaşlarının sağlığına öncelik vermeyi ve kaybedilen hayat sayısını en aza indirmeyi tercih etmiştir. Ve zaman kıymetlidir: Aşı programları, önümüzdeki aylarda toplumlarımızın bir tür "normalliğe" dönebileceği umuduyla varyantların yayılmasına karşı yarışmaktadır. Bunun ne kadar süreceğini ve gelecek nesillerin artan borçları nasıl ödeyeceğinden hâlâ emin değiliz.  

 

COVID-19 döneminde Avrupa'nın sürdürülebilirlik geçişi  

Bu olumsuz duruma karşın AB sürdürülebilirliğe doğru ilerlemektedir. Korona kapanmalarından kısa süre önce Avrupa Komisyonu tarafından ‘hiçbir yerin veya kimsenin geride bırakılmamasını’ sağlayacak şekilde ‘adil bir geçiş’ yoluyla 2050'ye kadar karbon nötr ve sürdürülebilir bir ekonomi elde etmek için kapsamlı bir politika programı olan Avrupa Yeşil Anlaşması duyurulmuştur. Avrupa Yeşil Anlaşması, Avrupa'nın iklim ve biyoçeşitlilik krizine karşı verdiği yanıttır. 

Bu kapsamlı hedefler, 2030 yılı için AB Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi, Çiftlikten Çatala Stratejisi, Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, Endüstriyel Emisyonlar Stratejisi, İklim Kanunu ve İklim Paktı dahil bir dizi politika paketine dönüştürülmüştür. Şubat ayında, bir başka hayati mevzuat olan ve daha akıllı, daha hızlı ve daha sistematik uyum sağlamayı amaçlayan AB İklim Uyum Stratejisi önerilmiştir. Kimyasallar Stratejisi; su, hava ve toprak için Sıfır Kirlilik Eylem Planı ve 2030 yılına kadar emisyonları en az %55 oranında azaltmak için "Fit for 55 paketi" gibi diğer girişimlerin sunulmasına devam edilecektir

İklim değişikliğinin sağlık etkileri hakkında daha fazla bilgi: Avrupa İklim ve Sağlık Gözlemevi

Avrupa Çevre Ajansı güvenilir veriler, değerlendirmeler ve bilgi platformları aracılığıyla bu politikaları destekler. Çalışmalarımız hava kalitesi, hareketlilik sistemleri, sera gazı emisyonları, iklim değişikliğinin sağlık etkileri ve ekosistemlerin analizi de dahil olmak üzere çeşitli konu ve sistemleri kapsamaktadır. Bu alanlarda ilerlemeyi vurguluyoruz ve nerede ilave çabalar gerektiğini tespit edip verilerimizi ve bilgimizi ilgili politika üreticilerine ve genel kamuoyuna iletiyoruz. 

 

İstek düzeylerini belirlemek ve bunlara ulaşmak  

Bulgularımızı paylaşırken veya yeni bir politika önerisi açıklandığında bir soru tekrar ve tekrar ortaya çıkar: bu yeterli mi? Öneride belirtilen hedefler yeterli mi? Avrupa veya Üye Devletler daha fazlasını yapabilir mi? Yapılanların asla yeterli olmadığı ve daha fazlasının yapılabileceği söylenebilir. Ancak bu basit cevap, karşılaştığımız sorunların karmaşıklığını göz ardı edecektir.  

Avrupa'da ya da küresel olarak ulaşılamayacak ve gerçekçi olmayan hedeflerin belirlenmesi veya ilerlemeyi izlemek veya elde etmek için elimizde araçlar bulunmaması, sadece bu süreçlere duyulan güveni zayıflatacaktır. Öte yandan, bilime göre ise ihtiyacımız olanlar iddialı politikalardır. Çığır açan çözümlerin hızlandırılmasını ve ölçeklendirilmesini teşvik edecek politikalara ihtiyacımız vardır. Örneğin sera gazı emisyonları verilerimiz, emisyonları azaltmak için kayda değer ilave çabaya ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Veya deniz ortamında korunan alanların belirlenmesinde bazı hedeflere zaten ulaştık ama biyolojik çeşitlilik endişeleri devam etmektedir. Temel soru, hedeflerin yeterince iddialı olup olmadığı ya da aynı şeyin daha fazlasını yapmamızın gerekip gerekmediği değil, bunlara ulaştığımızdan emin olmak için neyi farklı yapacağımızdır. 

Bir diğer faktör ise zamandır. Sürdürülebilirliğe bir gecede ulaşmak mümkün değildir. Zaman ve bir dizi politika adımları gerektirir - bunların hepsi aynı hedefe doğru uyumlaştırılmalıdır. Bazı adımlar daha büyük ve neyi farklı yaptığımız konusunda daha açık olabilirdi.

Sürdürülebilir bir Avrupa'ya bu geçişin bazı grupları hava kirliliği veya iklim etkileri gibi çevresel tehlikeler veya koronavirüs ile görüldüğü gibi diğerlerinden daha fazla etkileyeceği de açıktır. Bazılarımızın daha savunmasız ve daha çok etkilenmesi olasıdır. AB bir bütün olarak sosyal boyut hakkında daha açık olabilir ve bu toplumsal eşitsizlikleri ele almak için daha fazlasını yapabilir.  

Bununla birlikte, mevcut sağlık ve ekonomik krize rağmen Avrupa Birliği ve Üye Devletlerinin uyum içinde olması ve Avrupa Yeşil Anlaşma hedeflerine doğru rotada kalması etkileyicidir. Avrupa Yeşil Anlaşması kayda değer biçimde COVID’e dirençli olmuştur.

 

2050 Avrupa'sını şekillendirme 

Bilim adamları ve bilim kurumları geleceği modellemede veya senaryo çizmede başarılıdır. Ancak sonuç olarak konu geleceği öngörmek değil, geleceğin Avrupa'sını şekillendirmek ve toplumumuzu içinde yaşamak istediğimiz topluma dönüştürmektir. Dayanışma üzerine kurulu bir toplum olmalıdır, hepimiz için sağlıklı bir ortam sağlamalıdır ve gelecekteki şoklara dirençli olmalıdır - dünyanın da olması gerektiği gibi.

Bu bağlamda, Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli, Konsey Başkanlığı adına Portekiz Başbakanı António Costa ve Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen geçen hafta Avrupa'nın Geleceği Konferansını duyurmuş ve Avrupa'nın her köşesinden insanları yarının Avrupa’sını, yani çevre ve tüm Avrupalıların esenliği ve sağlığını ön planda tutan daha dayanıklı bir Avrupa'yı şekillendirmek üzere fikirlerini paylaşmaya davet etmiştir.

 

Hans Bruyninckx

Hans Bruyninckx 

AÇA İcra Direktörü  

AÇA Bülteninin Mart 2021 sayısında yayımlanan editoryal 01/2021  

 

Permalinks

Geographic coverage

Temporal coverage