sonraki
önceki
öğeler

Press Release

Avrupa, bir adım önünde kalabilmek için, iklim değişikliğine adapte olmalıdır

Dili değiştir
Press Release Yayınlandı 29.04.2013 Son değiştirilme 16.12.2016
Photo: © Elliott Brown
Avrupa'nın iklimi ısındıkça, Avrupa'daki şarap üreticilerinin yetiştirdiği üzüm türünü veya üzüm bağlarının yerini değiştirmesi, hatta bazı durumlarda üretimi başka bölgelere taşıması gerekebilir. Bu durum, Avrupa Çevre Ajansı (AÇA) tarafından hazırlanan yeni bir raporda incelendiği üzere, Avrupa ekonomisinin ve toplumunun iklim değişikliğine nasıl adapte olması gerektiğine dair örneklerden yalnızca biridir.

Adaptasyon; riskler, tehlikeler, belirsizlik ve karmaşıklık ile mücadele etmeye yönelik yeni yöntemler ve yeni bir düşünüş demektir. Avrupalıların işbirliği yapmasını, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmasını ve iklim değişikliği karşısında refahımızı sürdürmek için gereken uzun vadeli dönüşümlere yatırım yapmasını gerektirecektir.

Jacqueline McGlade, ACA Genel Müdürü

"Avrupa'da Adaptasyon" raporu, AB seviyesinde ve Avrupalı ülkeler tarafından alınan önlemlerden bir kısmını ve politikaları tanımlıyor. Bugüne dek 32 AÇA üye ülkesinin yarısı adaptasyon planları yapmış ve içlerinden bazıları faaliyete geçmeye başlamıştır; ancak halen tüm ülkelerin yapması gereken çok iş bulunuyor.

Küresel hafifletme çabalarının küresel sıcaklık artışlarını 2 °C olarak sınırlama hedefini sürdürmesi gerekmekle birlikte, raporda daha büyük çaplı sıcaklık artışlarına ve diğer iklim değişikliklerine karşı hazırlıklı olmak gerektiği belirtiliyor. İklimsel ve sosyoekonomik öngörülerdeki birçok belirsizliği de düzgün bir şekilde dikkate almak gerekiyor.

Daha önce yayımlanan bir AÇA raporu, iklim değişikliğinin halihazırda Avrupa'daki tüm bölgeleri etkilediğini, toplum ve çevre üzerinde kapsamlı etkilere neden olduğunu gösteriyordu. Hiçbir faaliyette bulunulmazsa, gelecekte etkilerin artması bekleniyor. Gözlemler, Avrupa genelinde sıcaklık ortalamalarının yükseldiğini gösteriyor. Yağış miktarı güney bölgelerde azalıyor ve Avrupa'nın kuzey kesimlerinde artıyor.

AÇA Yönetici Müdürü Jacqueline McGlade’e göre: “Adaptasyon; riskler, tehlikeler, belirsizlik ve karmaşıklık ile mücadele etmeye yönelik yeni yöntemler ve yeni bir düşünüş demektir. Avrupalıların işbirliği yapmasını, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmasını ve iklim değişikliği karşısında refahımızı sürdürmek için gereken uzun vadeli dönüşümlere yatırım yapmasını gerektirecektir."

Rapor, bugün AB'de farklı sektörler arasındaki tutarlı ve entegre adaptasyon politikalarını desteklemeyi amaçlayan İklim Değişikliği AB Adaptasyon Stratejisi hakkındaki bir konferansta sunuldu.

Avrupa adapte olmaya başlıyor

Rapor, farklı önlemlerin birleşimini öneriyor: Teknoloji ve mühendislik projeleri gibi "gri" önlemler, "doğadan faydalanan "yeşil" ekosisteme dayalı yaklaşımlar ve örneğin yönetişim yaklaşımlarını değiştirmeye yönelik politikalar gibi "yumuşak" önlemler. Rapora göre, en etkili adaptasyon projeleri genellikle iki ya da daha fazla yaklaşımı birleştirenler oluyor.

Örneğin, Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki adaptasyon, iklim değişikliğini, turizmi, ulaşımı ve biyolojik çeşitliliği göz önünde bulunduran entegre bir yaklaşımdan faydalanıyor. Kentsel bölgelerde yeşil alanlar ve su kaynakları, sıcaklık dalgası risklerini azaltmak için bina tasarımıyla birlikte kullanılıyor. Barselona da yüksek verimlilik sağlayan yeni bir tuzdan arındırma tesisiyle su sıkıntılarına adapte olmaya başlamıştır. Bu "gri" proje, örneğin su tüketimini azaltmaya yönelik teşvikler gibi diğer "yumuşak" girişimlerle birlikte faaliyet göstererek, uzun vadeli kuraklıkların etkisini azaltmaktadır.

Adaptasyon maliyeti bazı durumlarda yüksek olabilse de, rapor bazı adaptasyon eylemlerinden elde edilen genel tasarruflara vurgu yapıyor. Ekosisteme dayalı en büyük adaptasyon projelerinden biri, Tuna nehri havzasını önceki doğal durumuna döndürmektir. Maliyeti tahminen 183 milyon € tutarında olsa da, örneğin 2005 yılında meydana gelen ve tek başına 396 milyon € tutarında hasar veren sel baskını gibi durumları önlemeye yardımcı olacaktır.

Avrupa'da orman yangınlarını, selleri ve kuraklıkları öngörmeye yardımcı olmayı amaçlayan erken uyarı sistemleri kurulmuştur. Rapora göre, bu tür yumuşak önlemler toplumların risklerle mücadele etmesine yardımcı olabilir. İtalya'daki benzer bir projede, iklim değişikliğiyle artması beklenen sivrisinek kaynaklı hastalıklar için erken uyarı sistemleri kurulmuştur.

Gelecekteki zorluklar

Rapora göre, Avrupa'nın iklim değişikliğine tutarlı bir şekilde adapte olması, adaptasyonun AB politikalarına ve ulusal politikalara entegrasyonunun sağlanması gereklidir. "Tüm sorunlara uygun tek çözüm" yaklaşımı yoktur; iklim değişikliğine adaptasyon, hem ulusal hem de yerel koşullara hitap etmelidir.

İklim değişikliği öngörülerinde halen belirsizlik mevcuttur ve sosyoekonomik unsurlar da değişmekte olduğu için, gelecekteki riskleri doğru bir şekilde tahmin etmek zordur. Rapora göre, bu nedenlerden ötürü, adaptasyon planlaması beklenmedik durumlarla ve gelecekteki bir dizi iklim değişikliğiyle mücadele edebilecek esnekliğe sahip olmalıdır. Örneğin, seçenekleri açık tutmak için Londra'yı kıyı taşkınlarından koruyan Thames Bariyeri'nin geliştirilmesi planlanmaktadır, böylece deniz seviyesindeki yükselme eğilimine bağlı olarak ayarlanabilecektir.

Climate-ADAPT, ülkelerin, bölgelerin ve şehirlerin iklim değişikliğine adaptasyonuna yardımcı olmak için vaka incelemelerinden ve diğer bilgilerden oluşan zengin bir içeriğe sahiptir. Bu web sitesi, öngörülen iklim etkileri ve ulusal eylemler hakkında bilgilerin yanı sıra, haberleri ve yaklaşan etkinlikleri içeriyor.

Permalinks

Geographic coverage