All official European Union website addresses are in the europa.eu domain.
See all EU institutions and bodiesGezegenimiz için bir şey yap, sadece gerektiğinde bu sayfayı yazdır. Eğer milyonlarca insan aynısını yaparsa, küçük bir hareket bile çok büyük bir fark yaratabilir!
Sürekli değişmekte olan bir dünyada yaşıyoruz. 2050 yılına kadar küresel sürdürülebilirliği sağlamak için, süre gelen bu değişimleri nasıl yönlendirebiliriz? Ekonomi ile çevre, kısa vade ile uzun vade arasındaki dengeleri nasıl sağlayabiliriz? Cevap, sürdürülebilir olmayan sistemlere kendimizi bağlamadan geçiş sürecini nasıl yönettiğimize bağlıdır.
Yaşamak için yiyeceğe ve yiyeceklerimizi üretmek için de temiz tatlı suya ihtiyacımız var. Bir yanda iklim değişikliği diğer yanda insan faaliyetlerinden kaynaklanan artan talep sonucunda, özellikle güneyde yer alan birçok bölge, ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda tatlı su bulma mücadelesi vermektedir. Doğayı temiz suya muhtaç bırakmadan yiyeceklerimizi yetiştirmeye nasıl devam edebiliriz? Tarımda suyun daha etkili bir şekilde kullanılması, bu sorunun çözümüne kesinlikle katkı sağlayacaktır.
On yıllar süren Avrupa’daki görece istikrarlı büyüme yaşam tarzımızı değiştirdi. Daha fazla mal ve hizmet üretiyor ve tüketiyoruz. Daha fazla seyahat ediyor ve daha uzun yaşıyoruz. Ancak, hem kendi ülkelerimizdeki, hem de Avrupa dışındaki ekonomik faaliyetlerimizin çevre üzerindeki etkileri her geçen gün daha fazla büyüyor ve daha fazla göze çarpıyor. Gerektiği gibi uygulandığında çevre mevzuatları iyi ve somut sonuçlar veriyor. Buna rağmen, son yirmi yılda gerçekleşen değişikliklere bir göz attığımızda, gerçekten elimizden gelenin en iyisini yaptığımızı söyleyebilir miyiz?
Yoğun nüfuslu şehirlerden uzak yerleşim alanlarına kadar yaşam olan her yerde atık üretiyoruz. Gıda artıkları, elektronik atıklar, piller, kağıt, plastik şişeler, giysiler, eski mobilyalar... tüm bunların bertaraf edilmesi gerekiyor. Bunlardan bazıları tekrar kullanılıyor veya geri dönüştürülüyor, bazıları ise enerji üretmek üzere yakılıyor veya katı atık depolama alanlarına atılıyor. Her koşulda ve durumda işe yarayacak tek bir atık yönetimi yöntemi bulunmuyor. Atık yönetiminin nasıl yapılması gerektiği, yerel koşullara göre değişiyor. Nihayetinde, atıklar yerel bir sorun olarak başlıyor. Dağınık nüfusuna, yerleşim yerleri arasındaki uzak mesafelere ve yeterli olmayan yol altyapısına rağmen Grönland hükümetinin, ülkenin atık sorununa nasıl yaklaştığını görelim.
AB politika üreticileri, bir seri mevzuat önlemiyle Avrupa’yı daha ‘kaynak verimli’ bir yer haline getirmeyi hedefliyorlar. Avrupa peki ekonomi ile doğa arasındaki dengeyi nasıl sağlayacak? Rio+20 konferansı kapsamında sürdürülebilirlik, AB ve gelişmekte olan dünya için ne anlama geliyor? İşte size bir görüş açısı.
Dünya genelinde üretilen gıda maddelerinin yaklaşık üçte biri zayi oluyor veya çöpe gidiyor. Dünyada bir milyardan fazla insan yatağa aç giriyorken, neler yapılabileceğini sormamak imkansız. Gıda atıkları yalnızca açlığın yok edilmesi için kaçırılan bir fırsat değil. Aynı zamanda, toprak, su, enerji ve işçilik gibi diğer kaynakların da büyük ölçüde kaybedilmesi anlamına geliyor.
Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunun ekonomisi, vatandaşlarını yoksulluktan kurtarmak için doğal kaynaklarını kullanmaya dayanıyor. Bu da bu ülkelerin dayalı oldukları doğal sistemlere hasar verilmesi riskini beraberinde getiriyor. Kısa vadeli çözümlerde çoğunlukla toplumun uzun vadedeki refahı düşünülmüyor. Hükümetler, piyasaların doğa hizmetleri için ‘doğru’ fiyatı belirlemesine yardımcı olarak ekonomik tercihleri etkileyebilir mi? Burada Burkina Faso için pamuk üretiminde kullanılan suyun ne anlama geldiğini mercek altına alıyoruz.
Tükettiğimiz ve ürettiğimiz neredeyse her şeyin çevre üzerinde bir etkisi var. Her gün satın alacağımız belirli mal veya hizmetler arasından seçim yaparken, çoğu zaman bunların çevre üzerindeki ‘ayak izlerini’ dikkate almıyoruz. Ürünlerin raf fiyatları çoğu zaman gerçek maliyetlerini dahi yansıtmıyor. Bütün bunlara rağmen, tüketimimizi ve üretimimizi daha yeşil bir hale getirmek için yapabileceğimiz çok şey var.
Küçük şirketlerden çok uluslu şirketlere kadar birçok şirket pazar payını korumak veya arttırmak için yollar arıyor. Küresel rekabetin zorlu olduğu koşullarda sürdürülebilirliğin benimsenmesi sadece kurumsal imajın daha ‘yeşil hale’ getirilmesi veya üretim maliyetlerinin kesilmesi anlamına gelmez. Yeni ticaret alanlarının kapısını da aralayabilir.
Birçok insan 2011 yılını mali çalkantılar, Japonya’daki deprem, tsunami ve nükleer felaket, bazı Avrupa ülkelerinin iflasın eşiğine gelişi, Arap Baharı, Occupy Wall Street hareketi ve İspanyolların Indignados hareketi gibi toplumsal başkaldırıların yılı olarak hatırlayacaktır. Ancak içimizden çok azımız, yine aynı yılı bilim insanlarının gezegenimizde yaşayan 18 000 yeni canlı türü keşfettiği yıl olarak anımsayacaktır. Yok olduğu açıklanan bir canlı türünün adını bilenlerin sayısı ise parmakla sayılacak kadar azdır.
Anahtar mesaj: Tüketimin çevreyi olumsuz etkilemesi ve kaynakların aşırı kullanımına yol açmasının başlıca sebeplerinden biri çevresel bozulma ile kaynak degradasyonunun topluma olan maliyetlerinin mal ve hizmetlerin fiyatlarında tam olarak yansıtılmamasıdır. Pek çok ürün, çevreye, ekosistemlere veya insan sağlığına zarar vermelerine rağmen, ucuzdur. SOER 2010
AB27’de 2007’de tüketilen 8,2 milyar ton maddenin % 52’sine madenler, % 23’üne fosil yakıtlar, % 21’ine biyokütle ve % 4’üne metaller karşılık geliyordu. SOER 2010
‘Gezegenimizde bu yaşam tarzlarını paylaşan diğer milyarlarca kişinin meşru arzuları bir yana… sadece 500 milyon Avrupalının istekleri ve yaşam tarzları toplamının bütün ağırlığı daha fazla… Avrupalı tüketicilerin davranışını değiştirmemiz gerekiyor. İnsanları bilinçlendirmek ve alışkanlıklarını etkilemeye çalışmak.’ Janez Potočnik, Avrupa Birliği Çevre Komiseri (Mart 2010)
AÇA’nın en önemli raporu SOER 2010’da varılan başlıca sonuçlardan biri şöyle özetlenebilir: ‘çevresel sorunlar karmaşıktır ve birbirinden ayrı olarak düşünülemez’.
Sınırları olmayan atık: 35 yaşındaki Zhang Guofu, İngiliz bir süpermarket zincirinin alışveriş torbalarını ve İngilizce DVD’ler de içeren atıkları karıştırmak yoluyla, ayda 700 AVRO kazanmakta olup, bu para kırsal Çin’de çok önemli bir paradır. Gerçek şu ki Londra’da bir çöp kutusuna konulan atığın yolculuğun, kolaylıkla 5.000 mil uzaklıkta, Çin’in Pearl Nehri deltasındaki bir geri dönüşüm fabrikasında son bulabilir.
For references, please go to https://www.eea.europa.eu/tr/themes/waste/articles/articles_topic or scan the QR code.
PDF generated on 2023.03.25 13:19
Engineered by: AÇA Web Ekibi
Software updated on 12 March 2023 21:56 from version 23.1.28
Software version: EEA Plone KGS 23.3.11
Belge İşlemleri
Diğerleri ile paylaşın