sonraki
önceki
öğeler

Article

Röportaj: Sürdürülebilirliğe yatırım yapmak

Dili değiştir
Article Yayınlandı 25.05.2023 Son değiştirilme 29.08.2023
7 min read
Avrupa Yatırım Bankası (AYB) dünyanın en büyük çok taraflı finans kuruluşudur ve hibe, kredi ve garanti şeklinde olmak üzere iklim alanında en fazla finansman sağlayan kuruluşlardan biridir. AYB'debiyoçeşitlilik ve çevre baş uzmanı olarak görev yapan Eva Mayerhofer ile sürdürülebilir finansman yoluyla Avrupa'nın yeşil geçiş sürecini hızlandırmanın zorlukları ve fırsatları hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.

AYB’nin misyonu nedir?

AYB Avrupa Birliği’nin finans kurumudur. AB içerisinde ve aynı zamanda küresel düzeyde sürdürülebilir büyümeyi teşvik eder. Sürdürülebilir kalkınma konusunda kararlıyız ve bu kararlılığımız tüzüğümüzde, İklim Bankası Yol Haritası ve Çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik çerçevesi gibi politikalarımızda ve ayrıca sürdürülebilir finansmanı tüm faaliyetlerimiz için işletme modeli olarak benimseme şeklimizde yer almaktadır.

Bir kamu bankası olarak görev alanımız dahilinde hayata geçirmeyi hedeflediğimiz önemli küresel politika çerçeve belgeleri arasında Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması ve 2020 sonrası biyoçeşitlilik çerçevesi yer almaktadır.

 

AYB’de hangi alanlarda görev yapmaktasınız?

Çevre, İklim ve Sosyal  Ofis bünyesindeki çevre politikası biriminin başındayım ve Banka için biyoçeşitlilik gündemini yönetiyorum. Uygulamada bu, işimizi, çevresel riskleri dikkate alacak ve diğer politikalarımızda çevreyle ilgili konulara yer verecek şekilde yapmak için uygun standartlara ve gerekliliklere sahip olduğumuzdan emin olmak anlamına gelir.

Tüm projelerimiz sosyal, iklim ve çevresel açılardan değerlendirilmektedir ve benim açımdan bu, faaliyetlerimizin doğaya olumlu katkılar sağlamasının yoludur. Bu da biyoçeşitliliği desteklemek için finansman miktarını arttırmak, biyoçeşitlilik kaybına neden olan faktörleri ele almak ve elbette biyoçeşitlilik risklerini finansal açıdan ele almaya başlamak anlamına gelmektedir.

 

AYB, sürdürülebilirliğe geçiş sürecinde Avrupa'ya nasıl yardımcı olabilir?

AYB'nin Avrupa Yeşil Mutabakatı'na yanıtı, iklim eylemi ve çevresel sürdürülebilirlik konusundaki iddialı hedeflerimizi özetleyen İklim Bankası Yol Haritası olmuştur. Bu yol haritasında, Avrupa Yatırım Fonu'nu da içeren AYB Grubu, 2021'den 2030'a kadar iklim eylemi ve çevresel sürdürülebilirlik alanlarında 1 trilyon Avro tutarındaki yatırımı desteklemeyi taahhüt etmiştir.

Ancak Avrupa Yeşil Mutabakatı'ndan önce, 2019'da AYB, iklim eylemi ve çevresel sürdürülebilirliğe ayrılmıs  finansman payını 2025 yılına kadar en az %50 ve daha yukarı  çıkarmak için çok önemli bir taahhütte bulunmuştur. AYB Grubu'nun tüm yeni faaliyetleri, 2021'in başından itibaren Paris Anlaşması'nın hedef ve ilkeleriyle uyumlu hale getirilmiştir.

AYB'nin çevresel sürdürülebilirlik alanındaki rolü, çeşitli piyasa aksaklıklarının, çarpık teşviklerin ve yatırım boşluklarının ele alınması konusunda müşterilerin desteklenmesiyle yakından ilgilidir. Bu, projelerinin doğa üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini  ölçebilen sistemlerin kullanılmasını içerebilir.

 

Şu anda sürdürülebilirlik alanında yatırım yapmanın önündeki en büyük zorluklar nelerdir?

Bence, genellikle yatırımların finansal açıdan uygulanabilirliğini etkileyen düzenlemeler ve piyasa büyüklüğü ve yapısı ile ilgili meselelerdir. Ülkeler arasındaki farklı standartların olması da sürdürülebilirlik alanına yatırım yapmayı zorlaştırmaktadır.

Kamu sektöründe karşılaşılan bir diğer yaygın zorluk da yatırımları tasarlamak veya uygulamak için gerekli kaynakların bulunmamasıdır. Bazı durumlarda bu, özellikle karmaşık yatırımlar için planlamada yetersizliklere yol açmaktadır. Yatırımların önünde tespit ettiğimiz bir diğer engel de çevre sektöründe, örneğin döngüsel ekonomi ya da doğal sermaye alanlarında banka tarafından yatırım yapmaya uygun projelere sahip olmanın genellikle zor olmasıdır.

Bu zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olabilmemizin bir yolu, riski paylaşan çok sayıda yatırımcınızın olduğu bir proje modeline geçiş yapmaktır. Kamu sektörü de hibe finansmanıyla devreye girerek bu yatırımların riskini daha da azaltabilir.

 

Sürdürülebilirlik alanına yatırım yapma konusunda en büyük fırsatların nerede olduğunu düşünüyorsunuz?

Bir biyoçeşitlilik uzmanı olarak biyoçeşitlilik gündeminin iklim gündemi ile aynı seviyeye yükseltilmiş olmasından büyük heyecan duyuyorum. Çevresel bozulmayı bir bütün olarak ele almadığımız takdirde sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşamayacağımız artık kabul edilmektedir.

Bu farkındalığın, finansman kararlarımızı yeniden düşünmemiz ve yeniden düzenlememiz için zemin hazırlayacağını düşünüyorum. Saf doğal sermaye tipi projelerin niş olarak kalacağını düşünüyorum, ancak özel sektör ve merkez bankaları da dahil olmak üzere çeşitli sektörlerin zaman, sorumluluk ve kaynak bakımından sağladıkları taahhütleri artırmalarıyla birlikte, hem biyolojik çeşitlilik kaybını hem de buna neden olan faktörleri ele almak için çok daha fazla yatırımın gerçekleştirileceğini göreceğiz. Bu, örneğin sanayi sektörü ve imalat sektöründe doğayı dikkate alma yönündeki dönüşüm sürecini hızlandırabilir.

Aynı zamanda, biyoçeşitlilik camiasının da bunu tek başımıza yapamayacağımızı, iklim gündemindeki birçok fırsatı ve sinerjiyi değerlendirmemiz gerektiğini kabul ettiğini düşünüyorum. Bu bağlantıların kurulmasını sağlamak, doğa açısından daha olumlu bir iklim finansmanı sağlayabilir.

Diğer bir yönü ise biyoçeşitlilik finansmanının toplumların dayanıklılığı ve geçim kaynaklarıyla bağlantılı olmasıdır. Bence AB içindeki ve dışındaki bazı sosyal konuları ve eşitsizlikleri ele alırsak, biyoçeşitlilik üzerinde daha olumlu bir etki yaratacağız.

© Anna Sander, Well with Nature /EEA

 

İlerleme düzeyini nasıl ölçüyorsunuz?

Doğru şekilde ölçmediğiniz takdirde etki yaratamazsınız ve bunu ölçmek bize doğru istikamette olup olmadığımızı ve finanse ettiğimiz faaliyetlerin çeşidinde değişiklik yapmamız gerekip gerekmediğini de söyleyecektir.

Bu alanda bazıları ülkelerin raporladığı, diğerleri ise proje düzeyinde olmak üzere en az iki gösterge setine ihtiyacımız var. Çıktıları, sonuçları ve etkiyi ölçmemiz gerekiyor. Çıktılar için, örneğin, belirli bir seviyede eski durumuna geri döndürülen arazi miktarı dikkate alınabilir.

Etki için, aynı tanımları ve verileri kullanabilmemiz amacıyla kirlilik, biyoçeşitlilik ve çevreyle ilgili diğer alanlarda daha uyumlu göstergeler geliştirmek üzere AÇA da dahil olmak üzere partnerlerimizle birlikte çalışıyoruz. Bu konsolidasyona acilen ihtiyaç duyulmaktadır çünkü özel sektör ve finans sektörü yeni girişimlerle çok daha proaktif konuma gelmektedir.

 

AYB kendi faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini artırmak için neler yapıyor?

En büyük etkiyi, sağladığımız finansmanın sürdürülebilirliğini sağlayarak yaratabileceğimiz açıktır. Ancak Banka aynı zamanda EMAS (AB Eko-Yönetim ve Denetim Programı) sertifikasına da sahiptir ve çalışma şeklimizin sürdürülebilirliğini iyileştirmek için bir stratejimiz de bulunmaktadır.

Banka bünyesinde, seyahatin ana bileşen olduğu karbon ayak izimizi azaltmak için büyük bir çaba sarf edilmektedir. Diğer birçok yerde olduğu gibi, COVID-19 salgını sırasında karbon ayak izimiz azalmıştır ve şimdilerde de o dönemde öğrendiğimiz, örneğin çevrimiçi toplantılar gibi iyi uygulamalardan bazılarını sürdürmeye çalışıyoruz.

Yine de birçok durumda, örneğin özellikle AB dışındaki proje sahalarını ziyaret etmek, denetim faaliyetlerimizi düzgün bir şekilde yürütmek ve etkilenen toplum kesimleriyle iletişim kurmak için seyahat etmek gereklidir. Bu alanda uydu görüntülerini ve sanal turları kullanmayı denedik, ancak denetimleri tamamen uzaktan gerçekleştirmek hâlâ zor.

Ofisimizde örneğin enerji, kağıt ve su kullanımını gözden geçirmek zorunda kaldık. Bu noktada personel arasında farkındalık yaratmanın kritik önem taşıdığını düşünüyorum. Giderek daha fazla sayıda meslektaşımız da işe bisikletle gelip gidiyor veya Lüksemburg'da ücretsiz olan toplu taşıma araçlarını kullanıyor.

 

Avrupa vatandaşları AYB'nin hedeflerini desteklemek için ne yapabilir?

Vatandaşlar, örneğin Avrupa Parlamentosu veya bankanın birçok konuda yapıcı diyalog içinde olduğu sivil toplum örgütleri aracılığıyla, hedeflerimiz, politikalarımız ve çalışmalarımız konusunda bizi her zaman sorumlu tutmalıdır.

Bu hususta belki daha da önemli olan, vatandaşların yerel ve ulusal düzeylerde katılımının sağlanmasıdır, çünkü Banka'nın finansman kararları yeni proje ve girişimlere yönelik talepler tarafından yönlendirilmektedir. Bu talebin artırılması, AYB'nin Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın uygulanması bakımından özel sektör ve kamu sektörünü desteklemesine olanak tanıyacak elverişli bir ortamın yaratılması ulusal hükümetlerle işbirliğini gerektirmektedir.

Genel olarak bakıldığında, vatandaşların seslerini daha fazla duyurmaları ve katılım göstermeleri gerektiğini düşünüyorum. Umutlarımızı genç nesillere bağlıyoruz, bu nedenle onların aktif ve katılımcı olmaları ve ayrıca oy kullanmaları önem arz etmektedir.

 

Eva Mayerhofer

Avrupa Yatırım Bankası Çevre ve Biyoçeşitlilik Baş Uzmanı

Permalinks

Geographic coverage

Temporal coverage

Etiketler

kategorileri:
kategorileri: signals, signals 2022
Belge İşlemleri